Uzunca yıllar gezi rehberliği ve ekip liderliği ile geçti hayatım. On bir yıl aktif bir şekil de kurup yönettiğim Rota gezi kulübünü 2020 yılında kapatma kararı aldım.
Bu süre içerisinde ülkemizin birçok yerine kültür turları ve doğa yürüyüşü etkinlikleri düzenledim. Sayısı oldukça fazla olan katılımcılar ile birçok geziye, organizasyona, kampa ve doğa yürüyüşlerine imza attım.
Hiç mütevazi de olamayacağım, bu alanda oldukça akıcı ve başarılı bir serüven tamamladım. Edirne'den Urfa'ya kadar birçok şehir de konaklamalı ve eğlenceli turlar düzenledim.
Aslında kendimi en iyi tanımladığım doğa yürüyüşleriyle birçok insanı tanıştırdım. Doğa yürüyüşlerinin birçok insanın sosyal hayatına dokunmasına vesile oldum desem yeridir.
Su gibi akıp giden bu zaman diliminde yüzlerce hatta binlere ulaşan sayıda insanla tanıştım ve yol aldım. 24 yaşında başladığım bu serüvende oldukça cesur hareketler ile birbirinden zorlu aktiviteleri kendime rol bildim. Bunca insanın sorumluluğunu ve en önemlisi memnuniyetini bir şekilde yerine getirip bu alandaki zamanımı doldurarak bu hikâyeye veda ettim.
Özel yaşantım ve aktif sosyal hayatımda birçok değişim gibi bende değiştim zaman içinde.
Gelelim bu günlere;
Zamanla anladım ki, geçen tüm bu süreçte hiçbir zaman kendime vakit ayırmamışım ve ruhumu ödüllendirmemişim. Aslında bunu şu şekilde yorumluyorum, tüm bu zaman diliminde hem kazanç elde etmek hem de hep birilerini meMnun etmekle geçmiş ömrüm.
Peki ya şimdi öyle mi?
- Hayır
Tam aksine şimdi kendime hak ettiğim tüm değerleri vermeye başladım. Kendime ve düşüncelerime daha çok zaman ayırıyor, aslında yeni yeni kendimi keşfetmeye başlıyorum.
Sanırım ben kendimle yeni yeni tanışıyorum.
Şimdi bir sırtdaşım var.
Nedir bu sırtdaş?
Bir sırt çantası içine ihtiyacım olan her şeyi koyarak yollara çıkıyorum.
Bu kimi zaman tek başıma, kimi zaman ise birkaç arkadaşım ile oluyor.
Özellikle pandemiden sonra başlayan bu serüven de kendimi daha huzurlu, mutlu ve keyifli hissediyorum.
Mesela bugünden bahsedecek olursak, bu yazımı Keremali Yaylasında çimlerin üzerinde batan güneşte yazıyorum. Her hafta bir yayla sloganı ile çıktığım bu yolda bugün de o yaylalardan sadece birindeyim.
Bu vesileyle ara veRmiş olduğum köşe yazılarıma bugün itibariyle start vermiş durumdayım.
Geçtiğimiz günlerde birkaç arkadaşım ve aile bireylerim ile Acelle Yaylasında kamp yaptım.
Her kamp bir tecrübedir aslında.
Bugün ise kendimi en iyi hissettiğim yerdeyim. Şehir kalabalığından ve iş stresinden oldukça uzak bir noktadayım. Bugün bana sırtdaşım ve kardeşim gibi sevip değer verdiğim İsmail Karabayır eşlik ediyor. Bu arada İsmail'e de değinmeden geçemem. Bu güzel adama İsviçre çakısı lakabını taktım. Sebebine gelecek olursak, bir kamp da aranabilecek tüm özelliklere sahip. Elinden her iş geliyor, üşenmek ve yorulmak nedir asla bilmiyor. Mesela şuan da ben bu yazıyı yazarken İsmail odun aTeşinde kara demlikte çay yapıyor.
Gelelim içinde bulunduğum ambiyansa ve sizlere aktaracaklarıma.
Siz siz olun, kendinize bolca vakit ayırın. Çünkü hayat kısa ve kuşlar hala ötüyor. Hepimiz hayatın bir köşesinden tutmuş tüm bu zorluklar arasında hayatta kalma ve başarabilirsek yaşamaya çalışıyoruz. Hafta içi yaşadığımız iş stresini bir köşeye bırakıp birkaç günde olsa bu güzel havaların değerini bilip kendinizi doğanın kalbine bırakın. İnanın bu size çok iyi gelecek.
İyi de nasıl olacak dediğinizi duyar gibiyim. Borçlar, krediler çoluk çocuk gibi birçok sorumluluk ve zorluklar elbette var. Benim ise size ucundan kıyısından anlatacak önerilerim var.
Hızla akıp giden bu hayatın akışında mutlaka bir şeyler yapın. Doğaya çıkın, yürüyüşler yapın, çadır kurun, denize gidin ama mutlaka bir şeyler yapın. İnanın bana öteki türlüsü asla çekilmiyor.
Şu anda bu yazıyı yazarken içinde bulunduğum ortamı size anlatmama imkân yok. Bir göl başında odun ateşinde demlenen çayımı yudumlarken kuşların adeta melodileri ile doğanın dans ettiğine şahidim.
Uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya başladığım için bunu bir düzene sokup sizlere keşiflerim ve gitmeniz gereken yerler için tavsiyeler de bulunacağım tüm yerler hakkında detaylı bilgiler vereceğim.
Çıplak ayaklarınız ile toprağa basın ve öylece kalın, toprak tüm negatif enerjilerinizi alacaktır.
Yıllarca kalabalıklar içinde kaybolmuş benliğimi şimdi yalnızlığım da buldum ve bu bana çok iyi gelmeye başladı.
Sevdiğim bir abim bana şöyle demişti;
''Sevgili Ali Kemal, imkanların dahilinde bu hayatı yaşa çünkü hayat bunun için var. Sen yaşamazsan emin ol ki, bir başkaları mutlaka bir yerlerde yaşıyor olacak.''
Bu sözleri bende sizlere şu şekilde çeviriyorum; kendinize çok değer verin ve zaman ayırın. Bunu kendiniz için yapmazsanız bir başkası sizin için asla yapmayacaktır.
Keşkelerin oldukça fazla söylendiği bu dünya da siz siz olun, iyi ki sözleri içinde arayın ve bulun kendinizi...
Doğaya çıkın, çünkü doğada her şey yolunda.
Sevgili öğrencim,şu an yazını okurken biz de 1650 m rakımlı Antalya Elmelik yaylasındayız.Aynı duyguları yaşıyoruz.Doğa herşeydir.Kendine dönmektir.Gebze'de Gedosk'la başl***ıştı doğa ile tanışm***ız.İyi ki tanışmışız.Bize çok iyi geliyor,bu zorlu yaş***da.Sel*** ve sevgiler.Doğa da kal