Saçlarımı kestirmek için bu sabah kuaförüme gittim.
Sabahın ayazında sıcak bir esnaf çayı ile güne başlamak gerçekten iyi geldi.
Nasılsın abi fasılları bittikten sonra gündelik hayatın konularında bulduk kendimizi tahmin edersiniz ki!
Ekonomi, hayat koşulları ve geçim zorlukları falan filan.
İkimizin de hem fikir olduğu konu insanların mutsuz yüz ifadeleriydi. Kendisi esnaf olduğu için doğal olarak her türlü insan ile iletişimi daha fazlaydı. Fark etmeksizin alt gelirlisi de daha iyi gelir sahibi olanı da mutsuz abi dedi. İnsanlar keyifsiz, asık suratlı ve beklentilerden çok ötede kabullenmişliğin içinde yaşar olmuşlar dedi.
Zamların insanları ne kadar yorduğunu konuştuk.
Peki sen ne yaptın dedim?
Yeni tarife fiyatların nedir?
Abi şartlar herkesi zorladığı gibi bizi de zorluyor elbette. Ama bende elimden geldikçe düşük tutmaya çalıştım dedi. Bizlere gelen kira zamları, malzeme zamları ve fatura zamlarıyla birlikte biz de bazı dokunuşlar yapmak zorunda kaldık dedi.
Elbette esnafların bulundukları merkezi noktalara göre kiralarında farklı artışlar oluyor bunları biliyoruz.
Ama ben zamlı tarifeye şubat ayı ile geçeceğim abi dedi.
İnsanlar daha zamlı maaşlarını almadan onlara bu farkı yansıtmak vicdanen beni rahatsız eder dedi.
Bugün beni en çok mutlu eden söz yukarıdaki cümlenin sonuydu.
Çok haklıydı, henüz insanların zamlı maaşlarını almalarına daha iki hafta gibi bir zaman var. Fırsat kollayan birçok insan bu zamları yılbaşının hemen ertesi günü çoktan yapmıştı bile. Kötü yönetim, siyasi pasiflikler, ekonomideki istikrarsızlık bunların hepsini bir kenara bırakarak konuşuyorum. Tüm bunlar yaşanırken halkın birbirine attığı kazıklar, fırsatçılar bunlar varken bu tabloları aslında biz daha çok yaşarız.
Bugün kuaför kardeşimin söyledikleri tüm bu tabloya karşı beni mutlu etti. Hassasiyeti umutlarımı biraz olsun yeşertti. Mutluluğa ve umuda hasret kalığımız günlerde bu güzel düşüncenden dolayı sana insanlık adına teşekkür ederim kardeşim…