Her mevsimi ayrı bir güzelliğe sahip olan ülkemin dağları artık beyaza kavuşmuş duruda.
Ben ve benim gibi birçok doğasever için heyecan veren bu durum, bir an önce kendimizi beyazlara atmak için güzel bir haberdi.
Doğa tutkunları için elbette her mevsimin yeri ayrı güzeldir. Yaz aylarında kanyonlarda ve yaylalarda, ilk bahar da açan papatyaların arasında, sonbahar da hüzün döken yaprakların altında adeta motive olur ve kendimizi yenileriz.
Ama karlı dağlar başka duygular yükler bize.
Özlemle, hasretle bekleriz.
Yağacak mı?
Yağmayacak mı?
Beyaz’ın muhteşem görüntüsü dağlara düştüğünde, doğa bir peri masalı edasında kendini süsler.
Ve özlemle beklediğimiz kar taneleri Kocaeli’nin dağlarında boy göstermeye başlamıştı.
Dört arkadaşım ile birlikte (Esma, Ümit, Ebru, İsmail) yeni bir keşif mi yapsak, ya da bir gruba mı dahil olsak diye birbirimize sorarken, bölgemizin aktif doğa yürüyüşü gruplarından Nicomedia Trekking’in kar yürüyüşü etkinliği yapacağını duyduk.
Ekibin birçoğunu tanıdığımız için biz de Nicomedia’ya katılma kararı aldık.
Tüm hafta boyunca zirveler de yağan karın takibine düştük. Salı akşamı başlayan ve tüm hafta içi yoğun kar yağışıyla yüksekler oldukça iyi kar almış duruma gelişti.
Bizim ekip ile birlikte Gebze’den yola çıkarak, grup ile Başiskele de buluşup bir araya geldik.
Yılın ilk kar yürüyüşü heyecanı herkesin gözlerinden okunuyordu. Sabah’ın erken saati olmasına rağmen, uykulu gözler yerini özlemle beklenen kar ile buluşmanın heyecanına çoktan bırakmıştı kendini.
Köy kahvesinde yapılan inceden bir kahvaltıyla güne hazırdık.
Parkur başlangıç noktasına doğru 30 dakikalık bir yolculuk bekliyordu bizleri. Araçlara binerek yola koyulduk.
Güneşli bir kış günü tüm cömertliğini sunuyordu bizlere.
Aytepe semalarına doğru yol aldıkça beyazın o muhteşem görüntüsü bizi mest etmeye başlamıştı. Her yükselişte kar kalınlığı ise gözle görülür şekilde artıyordu.
Başlangıç noktasına geldiğimiz de son hazırlıklar ve ekip liderinin komutları ile yürüyüşün startını vermiştik.
Artık doğanın kalbinde, beyazın içinde hem yürüyüş faaliyetimizi gerçekleştiriyor hem de kara olan özlemimizi gideriyorduk.
Akrep ile yelkovan birbirini kovalarken kimi zaman diz hizası, kimi zaman ise bel hizasına kadar kendimizi beyazın muhteşem coşkusuna teslim ediyor, kısa molalar da çay ve kahvelerimizi yudumluyorduk.
Bu gibi faaliyetlerin yıllarca ekip liderliğini yapmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, her yürüyüş faaliyeti çok önemlidir. Fakat kar yürüyüşleri diğer mevsim yürüyüşlerine göre daha zor ve serttir.
Önce mental hazırlık ister doğru ekipman ister ekip uyumu ister ama en önemlisi insanının kendini hazır hissetmesini ister.
Bu konuda tüm katılımcılar gayet uyumlu ve hazırdı. Buda etkinliğin problemsiz bir şekilde tamamlanmasını sağlamıştı.
Son dönemlerde Nicomedia ile frekansımız ve sıcak ilişkimiz karşılıklı tuttu.
Samimi, içten ve sıcak bir gün geçirirken yeni arkadaşlıklar da edindik.
Hayata dair tüm bu zorluk ve sıkıntılar arasında sizler de kendinizi doğanın kalbine bırakın. Bir gün başlamayı düşünüyorsanız bence o gün bugündür.
Beyaz’ın içinde, doğanın kalbinde olmak size her zaman iyi gelecektir.
Düşler sahnesinde kendinize her zaman rol verin, biz ise beyaz düşler içinde hayallerimize izin verdik.
Çünkü sahip olduğumuz en büyük düş hayallerimizde gizli.
Bu vesileyle günü güzelleştiren tüm katılımcı arkadaşlara bu güzel güne renk kattıkları içinde bir kez daha teşekkür ederim.
Düşler sahnesinde perde artık sizin…