Son yıllarda ‘yaşadığımız tüm sıkıntıları bir kenara bırakıp’ diye başladığım tüm yazılarımda hiç bir sıkıntıyı kenara bırakamadığımızı, aksine daha da fazlası ile karşılaştığımızı gördükten sonra bu vb. yazılar yazmayacağım demiştim.
Ama yine de gelen ilkbaharın kokusu bende her zaman mutluluk huzuru yarattığı için kalem kâğıda bir şekilde dokunu veriyor.
Depremler, korona, yangınlar, geçim sıkıntısı derken bir de savaş belası ile geçen şu kış günlerinin bir an önce bitmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
Doğa’ya olan bağlılığım mıdır bilmem ama ilkbahar bende her zaman papatyaları, çiçek açan ağaçları ve en önemlisi mutluluk melodisi gibi cıvıl cıvıl kuş seslerini çağrıştırıyor.
Özellikle bu sene bu duyguya daha fazla ihtiyaç duyan insanoğlu, sanırım kendini bir önceki yıllara oranla daha fazla doğaya atacak gibi görünüyor.
Her şeye rağmen umudunuzu kaybetmeyin hayallerinizi sakın ertelemeyin.
Çünkü bugün ki enerjinizi bir daha bulamayabilirsiniz. Geçip giden vaktin acımasız olduğunu anlatmama gerek yok sanırım!
Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir önceki yıldan daha zor geçecek olsa da yaşam koşullarımız, yine de kedinize vakit ayırmaktan asla ödün vermeyin.
Sarıp sarmalandığımız bu kalın kıyafetlerden kurtulma, hafif esen rüzgâr ile güneşin tadına varacağımız günler çok ama çok yakında çünkü art arda düşen cemreler ‘den sonra baharın kokusu gelmeye başladı.
Sevdikleriniz ile imkânlarınız dâhilinde planlar yapın çünkü hayat çok kısa ve kuşlar hala ötüyor.