Bu hayatta her güzel şeyin ne yazık ki bir bedeli vardır. Hepimiz nice bedeller ödemeden mutluluk sandığımız gerçek ile hayal içerisindeki hayatta bocalar dururuz. Cümlemin başında belirttiğim bedellerden sadece birini bu haftaki yazımda sizlerle paylaşma ihtiyacı içerisine girdim. Bahsedeceğim bedel belki de çoğumuzun ödediği bir bedeldir. Adını merak ettiğinizin farkındayım o halde hemen belirteyim; Antidepresanlar.
Günümüzde çoğu birey kendi yaşamındaki olumsuzluklardan etkilenir ve bununla başa çıkacak enerji ve morali kimi zaman kendisinde kimi zaman ise çevresinin desteği ile bulabilir. Bazı bireyler ise bu enerji ve yakınlığı kendine çekemez veya tam anlamıyla manevi bir destek bulamaz. Hal böyle olunca manevi desteği tam olarak elinde bulundurmamış çoğu kitle sığınak olarak antidepresanların arkasına sığınır. Ben öyle düşünüyorum ki bu bir çözüm değildir. Tabi ki çoğu hastalığın Örneğin; Şizofreni, OKB, Bipolar Bozukluk gibi türlü hastalığın tedavisinde kullanılması muhtemel ve olasıdır. Ama bazı ilaçlar vardır ki etken maddesi örneğin;”paroxetine” aşırı bir uyku problemi, iştahsızlık veya aşırı kilo Alma eğiliminde olabiliyor bunun yanında; Rixper, Paxera, Abilify, Abizol olarak da listemizi uzatabiliriz. Kullananlar bilir beyindeki serotonin inhibitörlerini geri almayı amaçlayan bu ilaçlar kişiyi çevreden kimi zaman daha çok uzaklaştırarak düşünme gücünü daha az seviyeye indirerek rahatlatıyor. Kişi ilk zamanlar rahatlasa da özellikle “OKB”(Obsesif Kompulsif Bozukluk) de bir zaman sonra kendini bir boşlukta hissetme reaksiyonu elde ediyor.
Burada asıl seslenmek istediğim kitle anneler, babalar ve en yakınlarımız. Lütfen birbirimizin destekçisi olalım, birbirimizi dinleyelim. Hayatla ne kadar barışık olursak hayatta bize aynı süreci elde etmemiz adına bütün imkânlarını sunar. Demem o ki asıl ihtiyacımız olan antidepresanlar değil birbirimize olan sevgi ve saygımızdır. Aksi takdirde Viktor Hugo’nun da belirttiği gibi “Telafisi olmayan şeylerin izahı gereksizdir”