Evet, Bu öyle bir virüs ki öldürmüyor , adeta süründürüyor. Ne gariptir ki bu Virüs adıyla adlandırdığımız Borç batağına Türkiye’de yaklaşık 5 milyon genç batıyor. Kurtulmayı beklerken durum daha kötü bir hal alıyor. Sadece bundan gençler etkilenmiyor aileler de etkileniyor. Gerçekten sormak istiyorum;
Yok mu elimizde yardım ekipmanlarımız?
Yok mu bu durumu düzeltebilecek insan?
Tabi ki var ama onlar susmayı ve görmemeyi Tercih sayıyorlar. Onların sustuklarına gençler; dilsiz, görmek isteyipte göremediklerine; Ağma diyorlar.
Şimdi sorarım size bir öğrenciye ödeyemediği bir borç için nasıl olurda 1.4 oranında bir faiz bindirilir. Elimizi korkakların kaçış yolu olarak kullandığı vicdanımıza usulca götürecek olursak ne diyor bize dinlediniz mi? Evet, ben de biz de defalarca dinledik.
Aynısını diyorlar: “Yazık...” peki ne olacak böyle Somali’nin 3’5 milyar dolar dış borcunu mu ödeyeceğiz? Zengin iş adamlarının borçlarını mı? Bize sorarsanız hiçbirini Alber Camu şöyle der “Bir ülkenin kültür seviyesini öğrenmek istiyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüğüne iyi bakın “Biz de ise gençlerin nasıl stres altında yaşadığını görmek kültür düzeyimizi belirtiyor.
İtalya 18 yaşına gelen her öğrenciye 500£ kültür fonu veriyor. Tahayyül dahi edilemez dediğimiz şeyleri başkaları gerçekleştiriyor. Biz ise sadece iktifa ediyoruz. Gençlerimiz bu borcu nasıl öderim diye düşünürken eğitime katacağı çoğu iyi muhayyel duygular yavaş yavaş yok olmaya yüz tutuyor.
Bu ülke hepimizin ancak beraber olursak ve ancak beraber bu asıl virüsü yenersek diğer virüsleri yenmek çok daha kolay olacaktır.
Artık kasvetli havalar bizi olumsuz düşüncelere değil, o kasvetli havada bile uçmaya ümidi olan kuşların özgür düşüncelerine kavuştursun!..