Dünya 8 Mart Emekçi Kadınlar günü… Emekçi olmayan kadın mı var acaba? Emek vermeyen kadın yok ama kadının kadına yaptığı zulmü de başkası yapmıyor açıkçası.
Tacize uğrayan kızını susturan bir kadının kadınlar günü kutlu olamaz. İş yerinde terfiyi hakeden bir hemcinsini kıskançlığından dolayı alaşağı eden kadınların günü kutlu olamaz. Çocuğunu bir tuvalette doğurup çöpe atan bir kadının kadınlar gününü kutlayamam. Bunlar kadının kadına yaptığı şiddetin sadece birkaç örneği.
Kadın… Var etme yeteneğinin bağışlandığı, Allah’ın Rahim ve Rahman isminin tecellisi kadın… Kendi kıymetini bilmedikçe kim kıymet verecek ona? Kadın… İster bir işi olsun, ister evde olsun daima üreten kadın… Ne kadar farkındayız kendimizin? Eli hamurlu da olsa, her işin altından kalcak gücü vermedi mi bize Yaradan. O zaman aciz olmamız mümkün mü?
Özür dilerim ama bu yazım Kadınlar Günü pohpohlamasından biraz farklı olsun istedim. İçindeki gücü keşfetmeyen kadın, hayata katkı sunamaz. Yaptığı katkının da farkına varamaz. Artık biraz kafamızın içinde olumsuz ve acizlik aşılayan programlardan kafamızı kaldırma zamanı gelmedi mi? Artık varlığını yaşatma gücünü elimize alma zamanı gelmedi mi? İster evde olsun, ister sistemin çarkında çalışıyor olsun farketmez, tüm kadınların emekçi olduğu çok aşikar değil mi? Hemcinsimizin başarısından mutlu olup, destek vermek ve örnek almak varken, onu aşağıya çekecek eylemlerde bulunmak, kendine ihanet sayılmaz mı? Eşinin, oğlunun, yakın akrabasının, komşusunun kızına uyguladığı şiddet ya tacizi görmezden gelmek, korkup kenara çekilmek ya da kızımızı suçlamaktan vaz geçmenin vakti gelmedi mi?. Erkek egemen olan bu düzende zaten zorlukla ayakta ve hayatta kalmaya çalışırken, kendi kendimizi ayağımızdan vurmaya son verme zamanı gelmedi mi?
Sözün kısası şu ki; kendi varlığını anlamayan, kendi değerini bilmeyen, değerini başkalarının hissettirmesini bekleyen hiç kimse, kadın –erkek farketmeksizin – kendi potansiyelini ortaya koyamaz. “Kadına şiddete hayır!” bağırışlarından sonra evdeki şiddete göz yuman kadın, kendine ihanet ederken, tüm kadınlar adına da acizlik sembolü haline geliyor. Lütfen ama lütfen, biz kadınlara lutfedilen Ra enerjisi yani Rahman ve Rahim esmasının tecellisini farkedip, bunu kullanmayı öğrenelim artık.
Dünya 2021 den itibaren farklı bir boyuta geçti. Başka bir bilinç düzeyindeyiz. Uyanan ve farkına varan, kendini ifade eden görünür olur, kendini baskılayan ve açığa çıkaramayan yok olur gider. Kıyamet denen şey “kıyam-et” demektir. Yani ayağa kalk… Uyan ve uyandır. Sakın olaki, özgürlüğü de futursuzca kendini deşifre etmek zannetme. Bilinçte gelişmeyen bir kadın ancak basenlerinin ölçüsüyle var olur. Ve onu sadece vücut ölçüsü ile değerlendirirler. Belimizin inceliği kadar beyin çeperimizin ne kadar geniş olduğunun da önemli olduğu bu zamanda kendini fark et!
Ayağa kalkma vakti gelmedi mi?